Sultanbeyli Antikacı
Sultanbeyli antikacı alanlar, antika eşyaların değerinde alınması ve satılması için gerekli tüm özeni göstererek antika eşyalarınızı değerinde almaktadır. Antika sektörü bu işe gönül vermiş değerli antika ustalarıyla doludur. İstanbul birçok meslekte olduğu gibi antikacılık mesleğinin de merkezi konumundadır. Zengin tarihi dokusu ve çok uzun yıllardır farklı medeniyetlere başkentlik yapması sebebiyle, İstanbul çok zengin bir antika merkezidir. Bu sebeple İstanbul’da çok fazla antikacı yer almaktadır.
Antikacıların en çok ilgi gösterdiği ürünler ise; Cam eşya, saatler, metal eşya, mobilya, seramik ve porselen eşya, halı ve kilim, eski gümüş, mobilyalar, halı, kilim, işlemeli bez, kadife bezler, bakır eşyalar, avizeler, tablolar, resimler, kartpostallar, efe meralar, pul, eski paralar, radyo, telefon, daktilo, eski mekanik eşyalar, el yazması kitaplar, eski çizgi romanlar, taş plak, eski plak ve pikaplar, askeri kıyafetler, kılıç, kama, eski madalya ve nişanlar, hat yazı, heykel, bronz eşya, ferman, berat, ipek halı, kuran-ı kerim, tuğralı gümüş vb.
Sultanbeyli Antikacı Alanlar
Sultanbeyli Antikacı Antika demek, eskilerden kalma az bulunan ve çok değerli eşya demektir. Bir eşyanın antika sayılabilmesi için eski olmasının yanında çok az bulunması da gerekmektedir. Bu sebeple her eski eşya antika dersek yanılmış oluruz. Antika eşyalar, ünlü sanatçıların ellerinden çıkmış ya da dönemin uygarlıklarında yer alan nadide ürünlerden oluşabilir. Bununla birlikte antika eşyaların günümüze kadar iyi korunabilmiş olması da değerlemeleri yapılırken önemli bir etkendir. Bunlar resim veya heykel gibi sanat eserleri, mobilya veya kap kaçak gibi ev eşyaları da olabilir. Bazı koleksiyoncular kendilerince güzel buldukları, bazıları ise sonradan değer kazanabileceklerine inandıkları için koleksiyon oluştururlar. Aradan uzun yıllar geçtikçe bu koleksiyonlara dahil olan parçalar değerlenir ve birer antika eşyaya dönüşürler. İyi bir antika nadir bulunan antikadır.
Sultanbeyli Antikacı Antikalar yapıldıkları yer ve zamana göre adlandırılabilir. Bir İngiliz antikası, Kral George ya da Kraliçe Victoria dönemlerinde yapıldığı için onların adıyla anılabilir. Bir Fransız antikası XV. Louis ya da Napolyon dönemiyle ilişkilendirilebilir. 12. yüzyıl Anadolu Selçuklu rahlesi yapıldığı dönem, 16. yüzyıl İznik çinisi yapıldığı yerden dolayı özel değer taşır. Bir eşyanın antika sayılabilmesi için yapıldığı yerin ve zamanın kanıtlanması gerekir. Pek çok eşyada hangi fabrikada yapıldığını ya da hangi ustanın elinden çıktığını belirten bir işaret bulunur ve bu durumda eşyanın antikalığı kuşku götürmez. Üzerinde işaret bulunmayan antikaların nerede ve ne zaman yapıldığını ise, uzmanlar malzemesine, modeline, renklere ve yapımındaki ustalığa bakarak anlayabilirler.
Sultanbeyli Antikacı Koleksiyoncuların en çok ilgi gösterdikleri bazı antikalar şunlardır: Cam eşya; saatler; metal eşya; mobilya; seramik ve porselen eşya; halı ve kilim. Eski gümüş, mobilyalar, halı, kilim, işlemeli bez, kadife bezler, yatak örtüleri, bakır eşya, avizeler, tablolar, resimler, kartpostallar, efe meralar, pul, eski paralar, radyo, telefon, daktilo, eski mekanik eşya, el yazması kitaplar, eski çizgi romanlar, taş plak, eski plak ve pikaplar, askeri kıyafetler, kılıç, kama, eski madalya ve nişanlar.
Sultanbeyli Antika Eşya Alanlar
Sultanbeyli Antikacı, Antika objelerin ekspertizi için müzelerden ve ekspertiz şirketleri tarafından yapılır. 100 yaşın üstündeki Türk objelerin yurtdışına çıkarılması yasaktır. Toprakaltı eserler müzelerden alınan koleksiyoner defterlerine işlenerek koleksiyonerler tarafından koruma altına alabilir. Toprakaltı eser bulanların en yakın müzeye haber vermesi gerekmektedir.
Antika mobilyalar popüler bir alan oluşturmaktadır, çünkü mobilyanın koleksiyon değerinin yanı sıra günlük kullanımı da vardır. Birçok koleksiyoner evlerinde bu mobilyaları kullanır. Bu, satın alma anından itibaren değer kaybeden yeni mobilyalar almanın aksine, sürekli değeri arttığı için tercih edilen bir yatırımdır.
Eski zamanlardan kalma, tarihi değeri olan ve nadir bulunan eşya. Antika, İtalyanca bir kelimedir. Osmanlılarda antika yerine “ Giranbaha tuhaf tefarik ” ( Pahası ağır, az bulunur, hoşa giden mümtaz eşya ) tabiri kullanılırdı. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren dilimizde kullanılmaya başlandı ve sonra da yerleşti.
Tarih boyunca kurulan devletlerin ata yadigârlarını muhafaza etmeleri, saklamaları, antikaya duyulan önemi arttırmıştır. Ayrıca bazı insanlarda eski eserlere karşı aşırı merak vardır. Bunların neticesinde paha biçilmez antika koleksiyonları meydana gelmiştir. Devletlerin yıkılması, yangın, sel, deprem gibi felaketler, bunlardan pek çoğunun harap olmasına sebep olmuştur. Bir de kıymetini bilmeyen, ata yadigârının ehemmiyetini anlamayan mirasçıların eline düşenler tamamen elden çıkmıştır.
Osmanlı Devletinin kuruluşundan yıkılışına kadar muhafaza edilebilen eserler, müzelerimizde saklanmaktadır. Bunların hepsi birer tarihtir. Kazılarda çıkan pek çok eşya, kıymetini bilemediğimiz için veya çalınarak yurt dışına kaçırılmaktadır. Pek çok eserimiz bu sebeplerden dünya devletlerinin müzelerini süslemektedir.
Adalar Antikacı, Arnavutköy Antikacı, Ataşehir Antikacı, Avcılar Antikacı, Bağcılar Antikacı, Bahçelievler Antikacı, Bakırköy Antikacı, Başakşehir Antikacı, Bayrampaşa Antikacı, Beşiktaş Antikacı, Beykoz Antikacı, Beylikdüzü Antikacı, Beyoğlu Antikacı, Büyükçekmece Antikacı, Çatalca Antikacı, Çekmeköy Antikacı, Esenler Antikacı, Esenyurt Antikacı, Eyüpsultan Antikacı, Fatih Antikacı, Gaziosmanpaşa Antikacı, Güngören Antikacı, Kadıköy Antikacı, Kağıthane Antikacı, Kartal Antikacı, Küçükçekmece Antikacı, Maltepe Antikacı, Pendik Antikacı, Sancaktepe Antikacı, Sarıyer Antikacı, Silivri Antikacı, Sultanbeyli Antikacı, Sultangazi Antikacı, Şile Antikacı, Şişli Antikacı, Tuzla Antikacı, Ümraniye Antikacı, Üsküdar Antikacı, Zeytinburnu Antikacı