Antika Telkari
Antika telkari tekniği İnce altın ve gümüş tellerin, kıvrılarak, sarılarak ya da örülerek, çeşitli desenler oluşturacak şekilde hazırlanmış” kasnak (ana iskeletin) içine tutturulması işlemidir. Bu tekniğin Latince adı Filigran, Filum (iplik) ve Granum (buğday) sözcüklerinden oluşmuştur.
Telkari kuyum teknikleri içinde zor ve sabır isteyen bir tekniktir. Tellerin uyumlu bir kompozisyon oluşturacak şekilde sarılıp kıvrılması ve toz kaynakla birleştirilmesi sabır ve iyi bir ustalık isteyen bir çalışmadır.
En eski telkari çalışmaları M.Ö. 3 bin yılı başında Mezopotamya’da Ur şehri Kral Mezarında bulunmuştur. Tören hançerinin kını üzeri telkari süslemeleri görülmektedir. Anadolu’da ki ilk telkari çalışmaları Troia lig tabakalarında bulunmuştur.
Yüzeyleri ince altın tellerle yapılan kıvrımlı filigran desenler ve granülasyon çalışmalarıyla süslenmiş takılar Tunç Çağından Roma devri başlangıcına kadar süren uzun bir tarih kesitinde, bütün Akdeniz çevresi kültürlerinde çok sevilmiş ve geniş ölçüde kullanılmıştır.
Helenistik devrin zengin bezemeli ve karmaşık kompozisyonlu takılarında ise bu tekniğin zirvesine ulaşılmıştır. Roma’da telkari tekniği azalarak yerini ajur tekniğine bıraktı. Ortadoğu ve Doğu kültürlerinde serbest telkari tekniği sonsuz desenler yaparak Doğu beğenisine ve estetiğine uygun; karmaşık takı kompozisyonları yaratma olanağı nedeniyle sevilmiş ve geliştirilmiştir.
Antika Telkari sanatının 12. yüzyılda Ortadoğu’daki en önemli merkezi Musul’dur. Daha sonra Şam ve Horasan da bu sanatın önemli merkezlerinden olmuştur. Bu nedenle telkari Avrupa’da halen “Şam işi” (Domaskun) olarak adlandırılır.
Endülüs Emevileri’nin İber Yarımadasına taşıdığı bu kuyumculuk tekniği, bugün İspanya ve Portekiz’de sürdürülen telkari sanatının temelini oluşturmuştur.
Anadolu’da Telkari tekniği XV. Yüzyıldan beri çok yaygın olarak görülmüş, özellikle Doğu Karadeniz Doğu ve Güney Anadolu’da gelişme göstermiştir. Yurdumuzda telkari tekniğinin kullanıldığı önemli merkezlerden birisi Mardin ilinin Midyat ilçesidir. Bunun dışında Sivas, Edirne, Diyarbakır, Elazığ, Trabzon, Bursa, Beypazarı gibi yörelerde bu tekniğin kullanıldığı merkezler arasına girmektedir.
Antika Telkari işçiliğinde, kuyumculukta çift adı verilen pensler çok kullanıldığından bu teknik Anadolu’nun bazı bölgelerinde çift işi olarak da isimlendirilmiştir. Metal yüzeyine telkari aplikelerinde genellikle yarım yuvarlak kesitli veya burma teller, serbest telkari çalışmalarında ise kare veya dikdörtgen kesitli teller kullanılır.
Serbest telkaride, kompozisyon tasarlandıktan sonra tel parçalan bükülerek motifler ayrı ayrı hazırlanır. Bu motifler, biraz daha kaim bir telden yapılan çerçeve içine yerleştirilerek kompozisyon tamamlanır ve toz kaynakla birleştirilir.
Kompozisyonu zenginleştirmek için motif yüzeylerine, güherseler ve baklava dilimi şeklinde kesilmiş ince metal plakacıklar yerleştirilir. Bu çalışma dekoratif olma amacının yanı sıra kaynakla bağlanan yüzeyleri arttığından eserin daha dayanıklı olması sağlanır.15
Kaynak yaparken kuvvetli bir ateş kullanıldığı takdirde teller eriyebileceğinden eski kuyumcular, bir yağ kandilinin alevini üfleme borusu ile çalışmanın üzerine yönlendirerek kaynak yaparlardı. Bu yağ kandillerini de sıcaklığı yüksek ise az olduğu için tercihen susam yağı kullanılıyordu.
Günümüz telkari üretiminde birkaç modern aletin dışında fazla bir değişiklik söz konusu değildir.
Antika telkari alanlar ve antika telkari satanlar bize ulaşabilirler.